Leishmaniosis, Akdeniz bölgesinde, Orta Doğu’da ve Güney Amerika’da köpek ve insanlarda yaygın olarak görülen
ve ölümlere yol açabilen zoonotik karakterli bir hastalıktır. Leishmaniosis, Leishmania türleri tarafından birçok
omurgalı konakta görülen, vektör tatarcıklar (Phelebotomus) tarafından nakledilen zoonoz karakterli protozoer bir hastalıktır.
Doğada kertenkelelerde ve memelilerde görülen hastalığın insan dışında en yaygın görüldüğü memeli köpeklerdir. Köpekler, klinik olarak hastalığa yakalanmalarının yanı sıra insanlar başta olmak üzere diğer memeliler için hastalığın rezervuarı olması açısından da önem taşımaktadır. Hastalık köpeklerde ölüme kadar giden ciddi problemlere yol açmaktadır.
Etiyoloji
Leishmania soyunda çok sayıda tür bulunmaktadır. Bunlardan, köpeklerin doğal konakçısı olduğu ve klinik enfeksiyon meydana getiren türler; L. infantum, L. chagasi, L. tropica, L. peruviana’dır.
-L. infantum; köpeklerde en çok tespit edilen türdür. Köpeklerde klinik leishmaniosis vakalarının çoğunda
bu tür tespit edilmiştir. L. infantum’un vektörlüğünü, Phlebotomus ariasi, P. major, P. perniciosus, P. longicuspis, P. chiensis, P. mongolensis, P. papatasi yapmaktadır. Türkiye’yi de içine alan tüm Akdeniz
kıyı şeridinde görülmektedir.
-L. chagasi; Güney Amerika’da görülen bir türdür. Lutzomyia longipalpalis, Lu. evansi, Lu. gomezi türleri
tarafından nakledilmektedir.
-L. tropica; tüm Akdeniz ve komşu ülkelerde görülür. Evcil köpek doğal konakçı olarak bilinmektedir.
Vektör olarak, Phlebotomus perfilievi, P. papatasi, P. sergenti tespit edilmiştir.
-L. peruviana; Peru’da And dağlarının 3000 m.’ye kadar olan yükseklikteki bölgelerinde görülmektedir.
Bu özelliği ile diğer türlerden ayrılır. Vektör olarak, Lu. verrucarum, Lu. peruensis bulunmuştur
Morfoloji
Leishmania türlerinde, tek kamçılı olma özelliği taşıyan, Trypanasomatidae ailesi içinde yer alan öteki türler gibi yapısal değişiklikler yanında biçimsel değişiklikler de meydana gelir. Gelişimleri sırasında, promastigot ve amastigot olmak üzere iki ayrı morfolojik form gösterirler.
– Amastigot (Hücre içi): Omurgalı konakta makrofajların fagolizozomları içinde çoğalan bu formlar hareketsiz 2-4 μm büyüklüğünde, yuvarlak veya oval formlardır.
– Promastigot (Hücre dışı): Mekik şeklinde vücudu olan promastigot form 10-20 μm uzunluğa, 1,5-2,5 μm genişliğe sahiptir. Ön ucundan çıkan serbest kamçısı ise 15-28 μm uzunluğundadır. Aksenik kültürlerde ve omurgasız vektörün sindirim kanalında çoğalmaktadırlar
Giemsa ile yapılan boyamalarda, ortada koyu mora boyanan bir çekirdeği, azure ile boyanan mor çubuk şeklinde kinetoplastı görülebilir. Promastigot formun boyanma özellikleri de amostigot formu ile aynıdır
Hayat Siklusu
Leishmania türlerinin hayat siklusu Phlebotominae vektörle, vertebralı konak arasında birbirini takip eden düzenli bir döngüyü içerir. Heteroxene gelişim gösteren etkenin vektörlüğünü Phlebotomus ve Lutzomyia soyundaki tatarcıklar yapmaktadır. Parazitler, enfekte vektör tatarcıklar tarafından kan emme sırasında konakçıya verilir ve konakçının makrofaj ve makrofaj benzeri hücrelerine invaginasyonla girerek, parazitofor vakuol içinde gelişmeye başlar. Etken, tatarcıkların sindirim kanalının farklı kısımlarında birkaç morfolojik form göstermektedir. Bu durum, sindirim kanalının değişik kısımlarındaki farklı koşullara parazitin uyum sağlamasına bağlanmaktadır. Bu şekilde enfekte olan konaktan, vektör kan emme esnasında makrofajlarla birlikte amasigotları da alır. Makrofajların tatarcığın midesinde parçalanması ile serbest kalan amastigotlar boylarının uzaması ve kamçı gelişimi ile promastigotlara dönüşür. Promastigotlar bölünerek çoğalırlar ve ön mideye oradan da özefagusa geçerler. Özefagustaki promastigotlar enfektif yapıya sahiptirler ve uzun kamçılarının bulunması, arka uçlarının sivri ve dar olması ile diğer promastigot formlardan ayrılırlar. Promastigotların tatarcıkların ağız organeline gelmesiyle döngü tamamlanır.
Epidemiyoloji
Hastalığın gelişimi için tanımlanan yaş, ırk, genetik temel gibi predispozan faktörler mevcuttur. Örneğin Boxer, Cocker Spaniel, Rottweiller ve Alman Çoban Köpeği gibi bazı köpek ırkları Leishmania enfeksiyonları açısından daha yüksek risk taşımaktayken, diğer taraftan bakıldığında Ibizian Hound cinsleri ise enfeksiyon için çok daha düşük risk taşımaktadır. Olayın genetik boyutuna bakıldığında, Slc11c1 (Solüt Taşıyıcı Ailesi- Üye 11) geni yada daha bilinen ismiyle N-RAMPI geni ve MHC-II regülasyonunda rol oynayan genlerin de CanL gelişiminde rol oynayabildiği bilinmektedir . Hastalığın gelişimi yaşa bağlı olarak incelendiğinde bimodal dağılım gösterdiği izlenmektedir. Buna göre hastalık, en yüksek olarak 3 yaşından küçük ve 8 yaşından büyük hayvanlarda daha yoğunlukla ortaya çıkmaktadır.
Klinik Belirtiler
Köpek leishmaniosisi 5 aylıktan 13 yaşına kadar olan birçok ırkta tespit edilmiştir. Enfekte hayvanların % 50 sinde hiçbir klinik belirti yoktur. Hastalıkta, deri ve iç organ lezyonlarına bağlı semptomlar birlikte görülmektedir. Deride görülen lezyonlar tipiktir ve dermisteki Leishmania amastigotlarına karşı gelişen hücresel immun yanıtın dermisin anatomik yapısında meydana getirdiği değişiklikler sonucunda ortaya çıkar. Hiperkeratoz, deride zayıflık, elastikiyet kaybı, kuruma, sertleşme, depigmentasyon, kepekli dermatitis yaygın deri belirtileridir. Kulak çevresinde, periorbital bölgede, burun ve ağız kısmında parazitin irritasyonuyla meydana gelen epidermal hiperplaziler yanında derinin bütünlüğünün bozulmasıyla, çok sayıda, açık lezyon, yüzeysel ve düzensiz eksülserasyonlar oluşur. Genellikle başta, kulakların sınırında, burunda, gözlerde, bacakların eklem yerlerinde özellikle de bilek-metatarsus ve tarsusmetatarsus eklemlerinde görülen ülserler yuvarlak
şekilli, düzgün sınırlı ve derindir. Genelde dorsal, skapular, torasik ve femoral bölgede bulunan, 3-15 mm. büyüklüğündeki nodüller çok miktarda Leishmania amasigotu içerir ve bu nodüller de ülserleşebilir. Parazitlerin kıl folliküllerine yerleşmesine bağlı olarak, kılların parlaklığını ve canlılığını kaybetmesiyle, başta göz çevresinde olmak üzere, burun çevresinde, kulaklarda, boyunda, toraksta, eklemlerin çıkıntılı yerlerinde ve kuyrukta görülen alopesili alanlar daha sonraları tüm vücuda yayılırlar. Bu özelliği ile uyuz hastalığı ile karıştırılabilmektedir. Hastalık sırasında, tırnaklarda da çeşitli lezyonlar meydana gelmektedir. Parazitin tırnağın matriksine yerleşmesi ve tırnaktaki sürekli büyüme sonucunda, güçlü kıvrımlarla karakterize oncogryposis meydana gelir. Bu durum tırnakların normal kullanımını engeller. Bunun yanında interdigital bölgede yangı ve ayak yastıklarında hiperkeratoz sebebiyle artan duyarlılık gözlenir.
Deri lezyonları yanında, en sık rastlanan visceral beliriti, kilo kaybı ve aktivite azalmasıdır. Böbrekte nefritis ve glomerulonefritisle ortaya çıkan böbrek yetmezliğine bağlı olarak anoreksi, polyuri, polydipsi, kusma, dorsolumbar bölgede kifozis ve palpasyonda ağrı gözlenir. Artralji,nöralji, polyartiritis, interdigital dermatitis ve yarıklara bağlı olarak, hasta güçlükle yürümektedir. Konjuktival membranlarda, kırmızı renkli, mukopurulent ve purulent eksudatla karakterize konjuktivitis vardır. Keratitise bağlı olarak korneada, mavi rekte bulutlanma, pupillar deformasyon ve ülser meydana gelir. Nasal mukozada, trombositopeniye ve ülserlere bağlı olarak burun kanaması gözlenir. Bukkal mukozada, dudakların iç kısımlarında, yanaklarda ülserasyonlar görülür. Popliteal ve preskapular lenf yumrularında görülen adenopatiler köpek leishmaniosis’inin erken belirtilerindendir. Sonraları submaksillar ve retrofarengeal lenf yumrularına da yayılır. Nodüllerin palpasyonunda şişlik, sertlik ve ağrı gözlenir.
| CanL tablosunda klinik ve laboratuar bulguları | |
| Klinik manifestasyonlar | Laboratuar Anomalileri |
| Genel · Generalize lenfadenomegali · Vücut ağırlığında kayıp · İştah azalması veya artışı · Letarji · Müköz membranlarda solukluk · Splenomegali · Poliüri ve polidipsi · Ateş · Kusma · Diyare (kronik kolit eşliğinde olabilir) |
Serum proteinleri ve elektroforez . Poliklonal beta ve/veya gamaglobulinemi · Hipoalbuminemi · Azalmış Albümin/Globulin oranı Sikülasyonda immun komleks ( Nefelometrik Test ) Hiperglobulinemi ( %90 IgG – IgM ) Total protein artışı Otoantikor ( Coomb’s Testi ) ALP – ALT artışı Üremi Proteinüri |
| Kutanöz
· Alopesinin eşlik ettiği veya etmediği non-prüritik eksfoliatif dermatit |
Tam Kan Sayımı/Hemostaz · Hafif-orta non-rejeneratif anemi · Lökositoz veya lökopeni · Trombositopati · Trombositopeni · Sekonder hemostaz ve fibrinolizde bozulma |
| Oküler · Blefarit (eksfoliatif, ülseratif veya nodüler) veya konjonktivit (nodüler) . Keratokonjonktivit (common veya sicca) · Anterior uveit/Endoftalmitis |
Biyokimya profili ve İdrar Tetkiki · Hafiften ciddiye kadar değişebilen proteinüri · Renal azotemi · Artmış karaciğer enzim aktivitesi |
| Diğer · Oral, genital veya nazal mukokutanöz veya mukozal ülseratif lezyonlar · Epistaksis · Erozif/non-erozif poliartirit, osteomyelit veya polimyozitis kaynaklı aksaklık · Atrofik mastikatör myozit · Sistemik vaskülitler veya arteriyal tromboembolizm gibi vasküler problemler · Nörolojik problemler |
|

