Köpeklerde babesiosisin etkenlerinden biri olan Babesia canis, keneler ile nakledilen hemaprotozoon apikompleks bir parazittir. Babesiosis; hemolitik anemi, ikterus, hemoglobinüri ve ateş gibi klinik semptomlarla karakterizedir. Babesiosis’e neden olan diğer tür ise Babesia gibsoni’dir. Kedilerde nadir görülür.

Genişliği 3 mikrondan büyük olan Babesia türleri büyük Babesia, 3 mikrondan küçük olan Babesia türleri ise küçük Babesia olarak adlandırılmaktadırlar. Babesia canis, büyük Babesia türü olup, eritrosit içerisinde tek ya da çift armut şeklinde görülmektedir. Babesia canis vektör spesifitesi, antijenik özellikleri, coğrafi dağılımı ve patojenitesine göre, B. canis canis, B. canis vogeli ve B. canis rossi olmak üzere üç alt türe ayrılmaktadır.

Babesia canis enfeksiyonu, İxodidae ailesine bağlı keneler tarafından nakledilmektedir. Babesia canis canis’in Avrupa’da Dermacentor reticulatus, B. canis vogeli’nin Güney Avrupa ve Kuzey Afrika’da Rhipicephalus sanguineus, B. canis rossi’nin ise Güney Afrika’da Haemophysalis leachi tarafından nakledildiği rapor edilmektedir. Babesia türleri transstadial ve transovarial olarak bulaşmaktadır. Babesia paraziti, kenelerin duyarlı hayvanlardan kan emmeleri sırasında tükrük salgıları ile bulaştırılmaktadır. Regendanz ve Muniz, Rhipicephalus sanguineus kenelerinin B. canis vogeli’yi doğal olarak enfekte olan bir köpekten enfekte olmayan bir köpeğe naklettiğini göstermişlerdir. Transovarial bulaşma ile de enfeksiyon, enfekte köpek populasyonunun olmadığı durumlarda da bir sonraki kene jenerasyonuna aktarılabilmektedir. Genellikle transovarial nakil tek konakçılı kene türlerinde, transstadial nakil ise iki ve üç konakçılı kenelerde görülmektedir. Bununla birlikte B. gibsoni’nin köpek kavgaları sırasında kan kontaminasyonu ile de bulaştırılabileceği rapor edilmektedir. Ayrıca enfeksiyon tam kan transfüzyonu ile bulaştırılabilmektedir.

Enfeksiyonu atlatanlar aynı tür ve suşla oluşacak reenfeksiyonlara karşı uzun süre dirençli kalabilir. Çeşitli ülkelerde kendi suşlarından hazırlanan canlı aşılar ile koruma çalışmaları yapılmaktadır. Ülkemizde aşı çalışması yoktur. Başka ülkelerden ithal edilebilecek aşılara şüphe ile yaklaşılması önerilir. Stres , enzootik stabilitenin güçlü olarak yerleştiği bölgelerde bile enfeksiyonun şiddeti ve yaygınlığı üzerinde olumsuz etki yapar. Babesiosis özellikle köpeklerde Ehrlichia enfeksiyonları ile birlikte bulunur. Bu durum enfeksiyonların patojenitesinin artmasına neden olur

Klinik Bulgular
Klinik bulgular, Babesia spp. türüne, hayvanın yaşına ve bireysel özelliklerine, konakçı immunitesine, splenektomi uygulanıp uygulanmamasına, enfeksiyonun safhasına, eş zamanlı hastalıklara ve coğrafi konuma (farklı babesia türleri ve/veya serotiplerinin dağılımı) bağlı olarak değişmektedir. Köpeklerde babesiosis klinik olarak perakut, akut, kronik ve subklinik veya komplike ve komplike olmayan olarak sınıflandırılmaktadır.

Komplike olmayan babesiosis’te tipik olarak parazitemi ve akut hemoliz ile ilgili bulgular görülmektedir. Ateş, anoreksi, depresyon, soluk mukoz membranlar ve splenomegali gibi bulgular gözlemlenmektedir. Bu form aneminin şiddetine göre; hafif, orta ve şiddetli olarak ayrılmaktadır. Komplike olmayan hafif anemili babesiosis olguları komplike olmayan şiddetli anemili olgulara kadar ilerleyebilir.

Babesiosisin komplike formu yalnızca hemolitik süreç ile açıklanamaz. Akut renal yetmezlik, merkezi sinir sitemi bulguları (serebral babesiosisle ilgili olabileceği gibi hipoglisemiden kaynaklanan neurolojik bulgulardan da kaynaklanabilir), akut respiratorik yetmezlik sendromu, hipotansif şok, hemokonsantrasyon, ikterus, hepatopati, rhabdomiyolisis, yaygın intravasküler koagulasyon (DİC), koagulopati ve immun ilişkili hemolitik anemi gibi problemlerle birlikte görülmektedir. Gastrointestinal bulgular, myelji, oküler bozukluklar, üst solunum sistemi bulguları, kardiyak bulgular, ekstremitelerde nekroz asites ve ödem daha az yaygın komplikasyonlardır. Nörolojik bulgular ve babesioisin aynı anda görülmesi serebral babesiosis olarak tanımlanmaktadır. İnkordinasyon, arka ayaklarda parazi, kas tremorları, nistagmus, anizokori, aralıklı bilinç kaybı, nöbetler, uyuşukluk, koma hali, saldırganlık ve çırpınma gibi klinik işaretler gözlenmektedir.

Perakut form, daha çok yavru köpeklerde gözlenmekte ve klinik bulgular 24 saatten daha kısa sürede ortaya çıkmaktadır. Şiddetli intravasküler hemoliz ile birlikte soluk mukoz membranlar, hemoglobinüri, vaskulitis, vaskuler durgunluk ve geniş doku hasarı görülmektedir. Hızla gelişen dolaşım yetmezliğine bağlı hipotansif şok ve pulmoner ödem sonucu ölüm görülmektedir.

Akut formda, hemolitik anemi ile birlikte depresyon, ateş, iştahsızlık, letarji, dehidrasyon, soluk mukoz membranlar, sarılık, solunum güçlüğü ve hızlı nabız gözlenmektedir. Bu formda hemoglobinemi ve hemoglobinüri görülmekte, splenomegali ve lenfadenopatide tespit edilebilmektedir. Söz konusu bulgularla birlikte, baş ve bacaklarda ödem, peteşiyel kanama, keratitis, iritis, stomatitis, gastritis, myositis, asites, diyare ya da konstipasyon görülebilmektedir. Ölüm genellikle, kalp yetmezliği ve akut solunum yetmezliği sonucu meydana gelmektedir.

Kronik formda klinik belirtiler belirgin değildir. Aralıklı ateş, iştahsızlık, kondisyon kaybı, hafif derecede anemi ya da sarılık görülebilmektedir. Bu form 1–3 ay sürebilir. Kronik forma yakalanan köpekler ya iyileşme belirtileri gösterir ya da kaşeksi nedeniyle ölür. İyileşen köpekler bağışıklık kazanır. Eğer bu köpekler endemik bölgede bulunuyorlarsa, bağışıklık yaşam boyu devam eder.

Sub klinik form genellikle endemik bölgelerde görülmekte ve konakçı immun sistemi ile parazit arasında hassas bir denge bulunmaktadır. Enfeksiyon eş zamanlı hastalıklar (ör: Ehrlichiosis), immun yetmezlik, stres, immunsupresif tedavi gibi durumlarda klinik form tekrar ortaya çıkabilmektedir.

Babesiosis Birçok olguda kan paraziti ya da kene ile nakledilen hastalıklarla birlikte görülmektedir. Özellikle Ehrlichia canis ile birlikte enfeksiyona neden olmaktadır ve genç köpeklerde bu iki etken birlikte olduğunda ölümcül enfeksiyonlar gelişebilmektedir. E. canis ile birlikte görülen enfeksiyonlarda, E. canis immunsupresyonun önemli derecede kaynağıdır. Bununla birlikte Hepatazoon spp, Hemobartonella spp, Leishmania spp, Borella spp ile birlikte de enfeksiyon görülmektedir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir